31 Ağustos 2007 Cuma

**********DÜŞÜNDÜREN SÖZLER**********

DÜŞÜNDÜREN SÖZLER

*** Aldiginiz kararlar Yilan Baligina benzerler.. Kolay yakalarsiniz amasurekli tutmaniz bir hayli zordur...

*** Sessizce konmus bekleyen kuslara dikkat edin... Acilmamis kanatlarinbuyuklugunu bilemezsiniz...

*** Kadehlerde bogulanlarin sayisi Denizlerde bogulanlarin sayisindanfazladir...

*** Unutmayin... Musteri yaratmaz, Yaratacak olan sizlersiniz... Sunuaklinizdan hic cikartmayin ki; Hicbir musteri elektrik talep etmemisti...

*** Zenginlik gubre gibidir.. Durdugu yerde kendini yakar, ancak sacilirsayararli olur...

*** Hayatinizi cesurca kabullenin...basariya donustugunu goreceksiniz.

*** Ya bir yol acin...Ya bir yol bulun...Ya da yoldan cekilin....

*** Tilki kumesi iyi taniyor diye kumese bekci yapilmaz...

*** Korku = Adini koy, Sahiplen, Ehlilestir...

*** Hersey ustune ustune geliyorsa bilki sen ters gidiyorsundur...

*** Allah'in degirmeni yavastir ama iyi ogutur...

*** Yaptigin islerin pismanliklari gun olur gecer ama Ya Yapmadiklarininpismanligi?...

*** Uyanik bir tek adam uyuyan binlerce adamdan daha gucludur...

*** Fikir sahibi olmaya, Mal sahibi olmaktan daha fazla ihtiyachissettiginde adam olmusun demektir...

*** Sular yukselince, Baliklar Karincalari yer Cekilince de KarincalarBaliklari... Kimse bugunku ustunlugune ve gucune guvenmemelidir... Cunkukimin kimi yiyecegine SU karar verir....

FIKRALAR

KAÇAN ESPRİ

Ula temel der “Bir öğünde kaç hamsi yersin?” Temel cevap verir: “elli.”Pekale der şimdi ramazan, oruçlu iken kaç tane yersin?-
Yüz tane.
Dursun hayır der. Oruçlu iken bir tane yersin, orucun bozulur. Diğer doksan dokuzunu oruçsuz olarak yersin.
Espri temelin hoşuna gider.
Bu espriyi hemen bir arkadaşına satması gerekir.
Bir arkadaşı ile karşılaşır. Ula söyle bana der.
Bir öğünde kaç hamsi yersin?
Arkadaşı cevaplar: “Yirmi tane. “ Temel “tüh be” der. “Espriyi kaçırdın.
Yüz tane deseydin sana güzel bir espri yapacaktım.”
--------------------------------------------------------------------------------------
KUYUDAKİ EŞEK
Günlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyunun birine düşmüş. Niye düşer, nasıl düşer sormayın.
Eşek bu. Düşmüş işte.
Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahtayla kapatılmıştı belki, üzerine de toprak dökülmüştü. Zamanla tahta çürüdü, zayıfladı, toprakta biten otları yemek isteyen eşeğin ağırlığını çekemedi ve güm. Hayvancık saatlerce acı içinde kıvrandı, bağırdı kendi dilinde.
Ayıptır söylemesi, anırdı yani.
Sesini duyan sahibi gelip baktı ki vaziyet kötü. Zavallı eşeği kuyunun dibinde melul mahzun bakınıyor. Üstelik yaralanmış. Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırdı.
Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kaldı.
Sonunda karar verildi ki kurtarmak için çalışmaya değmez. Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek. Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak attılar. Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe döktü.
Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükseldi ve sonunda yukarıya kadar çıkmış oldu. Köylüler ağzı açık bakakaldı.

Hayat, bazen bizim de üzerimize abanır. (Ne bazeni, çoğu zaman.) Toz toprakla örtmeye çalışanlar çok olur. Bunlarla başetmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır. Kör kuyuda olsak bile.
----------------------------------------------------------------------------------------

28 Ağustos 2007 Salı

ORMAN YANGINLARININ BİLANÇOSU AĞIR..


Yangınlar maddi kayıpların yanı sıra ormanların pek çok fonksiyonel değerinin de yitirilmesine neden oluyor

NTVMSNBC - ANKARA - Türkiye’de, yılbaşından bu yana çıkan bin 165 yangında 3 bin 32 hektarlık orman alanı kül olurken, bunun bin 195 hektarı son 10 günde çıkan yangınlarda yitirildi. Orman Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, bu yılın başından Temmuz ayının ikinci haftasına kadar yurt genelinde bin 165 orman yangını çıktı. Bu yangınlarda 3 bin 32 hektarlık orman alanı yok oldu.

Yangınların çoğuna insanların ihmal ve dikkatsizliği, anız yakma, çoban ateşi, sigara ve piknik ateşinin neden olduğu belirlendi. Orman yangınlarından 108’inin ise kasıtlı çıkarıldığı, bu yangınlarda da 120 hektar orman alanının zarar gördüğü tespit edildi.

Yılbaşından bu yana çıkan orman yangınlarında zarar gören 3 bin 32 hektarlık orman alanının bin 195 hektarı 1-11 Temmuz günleri arasında yitirildi. Bu dönemde yanan orman alanının yaklaşık 800 hektarı Bodrum ve Manavgat’taki yangınlarda kaybedildi. Aşırı sıcaklar, nem oranının azlığı ve rüzgar gibi faktörler, yangınlarda yitirilen orman alanı miktarının artmasına yol açtı.

YANGINLARIN FONKSİYONEL ZARARI

Türkiye Ormancılar Derneği Genel Sekreteri İsmet Bayraktar, Türkiye’nin orman yangınlarıyla sadece maddi zarara uğramadığını aynı zamanda orman yangınlarıyla birlikte erozyonu engelleme, toprak koruma, su rejimini düzenleme, havadaki zararlı maddelerin bir kısmını tutma, oksijen üretme, gürültü kirliliğini azaltma gibi birçok fayda sağlayan fonksiyonel değerlerin de yok olduğunu belirtti.

Orman yangınlarının, ağaçları kül ederken toprağın biyolojik yapısını da bozduğuna dikkati çeken Bayraktar, “Yangınların ardından tahrip olan toprak yeniden ağaçlandırılabilir ama toprağın yeniden canlanması ve o bölgenin tekrar orman görünümü almasının uzun yıllar alır” dedi.

Bayraktar, orman yangınlarının toprak rantı sağlamak için kasıtlı olarak da çıkarıldığını iddia ederek, bu nedenle yanan alanların kısa süre içinde ağaçlandırılması gerektiğini kaydetti.

ORMANLARIN YAŞAMSAL FAYDALARI

Son günlerde birbiri ardında çıkan yangınlarda yitirdiğimiz ormanların, insanlar ve doğal dengenin korunması açısından pek çok faydası bulunuyor.

Bir hektar ladin ormanı yılda 32 ton, bir hektar kayın ormanı 68 ton ve bir hektar çam ormanı da yılda 30-40 ton toz emerken, 100 yaşındaki bir kayın çevresindeki yaz sıcaklığını 5-8.5 santigrat arasında azaltabiliyor, kış sıcaklığını 1.5-2.8 santigrat arasında artırabiliyor.

Bir metreküp orman, toprağı 100 kilometre uzunluğundaki ağaç kökleriyle sararak erozyondan koruyor. 15-20 adet orman ağacının ya da 150 metrekarelik toplam yüzeye sahip ağaç yapraklarının bir yılda ürettiği oksijen miktarı, bir insanın yıllık oksijen ihtiyacını karşılıyor. Açık alanda 100 kilometre olan rüzgarın hızı ise ormanlık alanda 50 kilometreye kadar düşüyor. Ormanlar tepe taçları ve gövdeleriyle yağmurların toprağı tahrip etmesini önlerken, orman toprağı da yağış sularını emerek, yer altı su kaynaklarını destekliyor.

Ormanların insanoğluna sunduğu faydalardan diğerleri de şunlar:

* Kayın ağacı, bir yıl içinde 7 kilogram toz ve 300 kilogram zehirli gazı emip, dışarı süzüyor, gövdesinde meydana gelen bozulmalarla havadaki kirlenme miktarı hakkında bilgi veriyor. * Ormanlar, yakınından geçen 50 metre genişliğindeki bir otobanın trafik gürültüsünü 20-30 desibel oranında azaltıyor. * Yapraklı ağalardan meydana gelen bir bölgede en az 50 kuş türü yaşayabiliyor.

* 25 metre boyunda ve 100 yaş civarında bir kayın ağacı, kökleri ve kılcal damarları aracılığıyla yılda 30 bin litre su çekerek ve toprağın akmasını önlüyor.* Günümüzde hava kirliliğinin yaklaşık yüzde 50’si ormanlar tarafından temizlenip dezenfekte ediliyor.* Ormanlar, ağaçsız bir alana göre 8 kat fazla humus oluşturarak topraktaki canlıların yaşamasına olanak sağlıyor. * 25 metre boyunda ve 15 metre tepe çatısına sahip bir kayın ağacı saatte 1.5 kilogram oksijen üretiyor.

* Ormanlar aynı zamanda yapacak ve yakacak hammadde kaynaklarıdır. Bunun yanı sıra bitkisel nitelikli tohum, çiçek, kozalak ve benzeri kaynaklar ile mineral nitelikli çakıl, kum gibi hammadde kaynaklarının bir kısmı da ormanlardan elde edilmektedir. * Bitkiler ve hayvanlar için doğal bir su kaynaklarıdır. Kar ve yağmur biçimindeki yağışı yapraklı, dalları, gövdesi ve kökleri ve tutarak sellerin ve taşkınların oluşmasını önler. Ayrıca yer altı sularının oluşmasına yardım eder.

* Yaban hayatı ve av kaynaklarını korurlar. Nesli tükenmekte olan hayvanların üretimi, korunması ve barınmasında koruma alanları oluştururlar. Bu sahalar milyonlarca canlının yuvasıdır.

* Radyasyonu önler.

* Su buharını yoğunlaştırarak yağmur haline gelmesini sağlar.

* Ormanlar, eğlenme, dinlenme ve boş zamanları değerlendirme imkanı sağlar. Havası, suyu, doğal görünümleri ve sakin ortamı ile özellikle şehirlerde yaşayan insanları kendisine çeker. Bu yönüyle insanların beden ve ruh sağlığı üzerinde olumlu rol oynar.

* Orman içinde ve dışında yaşayan insanlara çeşitli iş alanları sağlar, işsizliği önlemede etkin rol oynar, böylece köyden kente göçü azaltır.

* Ulusal savunma ve güvenlik bakımından da çok önemlidirler. Askeri birliklerin savaş tesisleri ile araç ve gereçlerinin gizlenmesinde, savaş ekonomisi bakımından değer taşıyan reçine, katran ve tanenli maddelerin elde edilmesini sağlarlar.

* Ayrıca ormanlar barajların ekonomik ömrünü uzatır, doğal afetleri önler, ülke turizmine katkıda bulunurlar.
Kaynak:http://ekoloji17.blogcu.com/

Hayvanlar ve Küresel Isınma

İngiltere hükümeti tarafından yaptırılan bir araştırmaya göre, küresel ısınma göçmen kuşlar da dahil bir çok hayvan türünün soyunun tükenmesine yok açabilir.
Fok balıklarının doğal çevresi yok oluyor
Eriyen buzullar, genişleyen çöller ve ısınan denizler canlı türlerinin kaderini derinden etkileyen faktörlerden bazıları.
İngiltere hükümeti tarafından hazırlatılan rapor, İskoçya'da toplanan Avrupa Birliği Çevre Bakanları'nın da dikkatine sunuldu.
Raporda, küresel ısınmanın, şimdiden bazı kuşların ve diğer bazı hayvanların göç yollarında değişikliğe yol açtığı kaydediliyor.
Uzmanlar şimdiye kadar kuşlar, balıklar ve deniz kaplumbağalarının göç yollarında küresel ısınma nedeniyle oluşan bir çok değişikliği saptamış durumda.
Örneğin normal olarak daha sıcak ülkelerde görülen bazı kuş, kaplumbağa ve balık türleri artık giderek artan bir şekilde İngiltere'de de görülmeye başlandı.
Halkalı yağmurkuşu gibi bazı balıkçıl türleri artık kışları İngiltere'nin batı sahili yerine doğu sahilinde geçirmeye başladı. Eskiden yazları İngiltere'de geçirip kışları güneye göçen bazı kuş türleri şimdi bütün seneyi İngiltere'de geçiriyor.
Tehlike çanları
Aslında bir çok tür göç yollarını kuzeye kaydırarak yeni iklim koşullarına uyum sağlamayı başarıyor.
Fakat yapılan araştırmada bazı hayvanların bunu yapamayacağına da dikkat çekiliyor.
Isınan denizler yüzünden erkek kaplumbağa kalmıyor
Örneğin kutup ayıları ya da fok balıklarının doğal çevreleri, Kuzey kutbundaki buzulların erimesiyle giderek yok oluyor.
Deniz sıcaklığındaki küçük değişiklikler bile örneğin bir çok deniz canlısının gıdasını oluşturan plankton miktarında önemli değişiklikler yaratarak, bir çok hayvanın kaderinde önemli rol oynuyor.
Bunun örneklerinden biri, son yıllarda İskoçya'daki bazı deniz kuşlarının sayısında görülen azalma.. Bunun sebebinin bu kuşların avladığı balıkların, yiyecek bulmakta zorlandıkları için azalması olabileceği düşünülüyor.
İngiltere'de hükümet tarafından yaptırılan bir araştırmaya göre, küresel ısınma göçmen kuşlar da dahil bir çok hayvan türünün soyunun tükenmesine yok açabilir.
Son araştırmada iklim değişikliğinin yarattığı bazı tehditler şöyle sıralanmış:
Artan fırtınalar, zaten oltayla avlanma yönteminden zarar gören martı sürülerini olumsuz etkiliyor.
Deniz seviyesindeki yükselme, deniz kaplumbağalarının yumurtalarını bıraktıkları kumsalları yok ediyor. Fok balıkları ile balıkçıl kuşlar da kumsal doğasının yok olmasından etkileniyorlar.
Denizlerin ısınması yüzünden bazı kaplumbağa türleri yok olma tehdidiyle karşı karşıya. Çünkü denizin ısısı kaplumbağaların yumurtalarından çıkacak yavruların cinsiyetlerini belirliyor ve bu yüzden bazı kaplumbağa türlerinde artık yeni erkek doğmuyor.
Bazı bölgelerde artan kuraklık su kuşlarının göç yolundaki konaklama yerlerinin yok olmasına yol açıyor.
Sahra çölünün genişlemesi uzun bir göç yolu olan kırlangıç gibi kuş türlerinin yolda "yakıt ikmali" yapmasını güçleştiriyor.
Aslında, doğa milyonlarca yıldır iklim değişikliklerine uyup evrilerek varolmuş. Fakat, uzmanlar son değişikliklerin çok hızlı olduğunu bu nedenle bir çok türün kendilerini yeni koşullara uydurmaya vakit bulamadığına dikkat çekiyorlar.
Göç yolları ve su bulunan konaklama yerleri yok oluyor
İngiltere hükümetinin hazırlattığı raporun ortaya koyduğu acı gerçek ise şu. Belki de bütün bir çevre koruma anlayışının köklü bir şekilde değişmesi ve yeni bir bakış geliştirilmesi gerekiyor.
Örneğin, çok şahane bir doğa koruma parkı yaptırmış olabilirsiniz, ama burada barınan hayvanların göçecek bir yerleri ya da göç yolları yoksa, bu parkın içinde ölümle yüzyüze gelebilirler.
Bu nedenle Avrupa Birliği dönem başkanı İngiltere, bu raporu sunduğu Avrupalı çevre yetkililerine, daha ziyade bazı tehlikedeki türlerin göç yolları ve konaklama yerlerini korumaya odaklanmaları çağrısı yapıyor.
Kaynak:http://zinderud.com/index.

Mevlana ve Gönül

GÖNÜL : Hem halk edebiyatının , hem de divan edebiyatının ortak konularından biri gönüldür. Gönül, Cenab-ı Hakkın nazar ettiği, ilahi tecellilerin mahzar olduğu , Kabe gibi mukaddes bir yerdir. Fakat nasıl ki ayna tozlanınca suretleri göstermezse , gönül de dünyevi arzularla kirlenince Hakkın tezahürü gerçekleşmez. Bu yüzden gönül temiz olmalı , samimiyet ve aşkla dolmalı; hırs , kin, riya gibi duygulara izin verilmemelidir. İlahi nazar yalnızca böyle gönüllere layıktır. Hazreti Peygamberin hadisi gereğince insan yaratıcısının huzuruna pırıl pırıl i saf bir gönülle çıkmalıdır. Fihi Mafih' te buna dair bir hikaye anlatılır. Hazret-i Yusuf' un bir arkadaşı yoldan gelir. Hazret-i Yusuf sorar : "Bana ne hediye getirdin. Arkadaşı sorar : "Sen de olmayan ne var ki ?" Senin neye ihtiyacın olabilir ? Ama senden daha güzel birisi olmadığından ; yüzünü seyretmen için sana bir ayna getirdim." Cenab-ı Hakkın da her şeyi vardır, hiç bir şeye ihtiyacı yoktur. Kul; Allah'ın önüne onda kendisini görmesi için parlak bir ayna , yani temiz bir gönül götürmelidir. (Fihi Mafih, 285) Aynı konu Mesnevi 'de de ele alınır:

Hazret-i Peygamber : ' Cenab-ı Hak surete bakmaz , matlup temiz bir gönüldür." buyurmuştur. Yani bakılmaya layık olan gönül sahipleridir, secdenin sureti ya da altın dağıtmak değildir. Sen gönlünü gönül sahiplerini aramaktan uzak kalmışsın. Gönül öyle bir şeydir ki, onun içinde bu yedi gök gibi yüzlerce sema kaybolur. - Yoksa hile ile dolu küçük bir kalbi isteme . Sen huzura yüzlerce çuval altında getirsen , Cenab-ı Hak senden kalb-i selim ister. " (Mesnevi, V / 874-886) "İhlas sahibinin kurtarıcısı gönül saflığıdır. Hak'kın emniyetini kazanınca ; o , hoş bir haldedir. " (Mesnevi II/ 1329) Mevlana, Hak'kın sevgisini barındırmayan gönlü kafir olarak nitelendirir. O gönül harap olmuş, yıkılmış bir şehir gibidir. (Rubailer, 96) Allah sevgisiyle dolu gönül ise ; Hak güneşinin nurunu aksettirir, mamur haldedir. (Mesnevi I /35) Böyle mamur gönüller Hakkın evidir: "Kabe'den maksat velilerin ve nebilerin gönülleridir ve burası Tanrı vahyinin yeridir. Kabe onun feridir. Eğer gönül olmazsa , Kabe ne işe yarar ?" (Fihi Mafih, 254) Böylesine kutsal bir yapıya hürmetsizlik edilmez. Gönül kırmaktan , insanları incitmekten sakınılmalıdır. Gönül yıkan bedbahtlar, akıldan yoksundur. "Ahmaklar, secde edilen mescide hürmet gösterirken , secde edenin kalbini kırmaya çalışırlar. Gerçekteyse ey aptallar; o mecaz , bu hakikattir. Asıl mescit ariflerin gönül evidir. Velilerin gönlü, temiz kişilerin secde ettiği bir mescittir..
Kaynak:www.mevlana.ws

20 Ağustos 2007 Pazartesi

BİLİŞİM TEKNOLOJİSİ

Bilişim Teknolojisi Alanı Dalları

Veritabanı Programcılığı Alanı

Web Programcılığı Alanı

Bilişim Teknolojisi Genel Bilgiler
Bilgisayar Teknolojileri bölümü; bilgisayar sistemlerinin ve yazılım uygulamalarının, tasarlanması, geliştirilmesi, bakımı ve entegrasyonunu içerir.
Bilgi işleme teknikleri çerçevesinde bilgisayar donanım-yazılım bütünlüğünü bilen, alanı ile ilgi yenilikleri takip edebilen, bilgisayar programcısı yetiştirir. Bu bölümde öğrenim gören öğrenciler hem yazılım hem de donanım hakkında bilgi sahibi olurlar.

Meslek Elemanlarında Aranan Özellikler

Sistemli düşünme gücüne sahip,
Matematikle ilgili konularda başarılı,
Kendini yenileyebilen,
Araştırmacı,
Sabırlı ve dikkatli, sorumluluk sahibi,
Hayal gücü yüksek,
Ayrıntılara önem veren,
Yabancı dile ilgi duyan,
Bir konunun çözümlenmesi için yapılması gereken işlemleri bilgisayar diline aktarabilen kimseler olmaları gerekir.

İş Bulma İmkanları

Bilgisayar programcılığı eğitiminden sonra, kişilerin iş bulma olanakları geniştir. Hemen hemen tüm kamu kuruluşları, bankalar ile özel sektöre ait işyerinde çalışabilirler. Bilgisayarın her alanda yaygınlaşması, bu meslekteki elemanların iş bulmalarını kolaylaştırmakta ve aranan eleman olma özelliklerini daha uzun bir süre koruyacaklarını göstermektedir.
Eğitimve Kariyer İmkânları Bu alan mezunları; meslek yüksekokullarının
Bilgi Yönetimi (Uzaktan Eğitim)
Bilgi Yönetimi (Açıköğretim) (Uzaktan Eğitim)
Bilgisayar Teknolojisi ve Programlama
Bilgisayar Teknolojisi ve Programlama (Uzaktan Eğitim)
Bilişim-Yönetim Sistemleri
E-Ticaret
Masaüstü Yayıncılık
bölümlerine SINAVSIZ GEÇİŞ yapabilirler.

Önlisans programlarını başarı ile bitirenler Dikey Geçiş Sınavıyla;

Bilgisayar Öğretmeliği,
Bilgisayar Sistemleri Öğretmenliği,
Bilgisayar ve Kontrol Öğretmenliği,
Elektronik – Bilgisayar Öğretmenliği,
Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği
Lisans programlarına DİKEY GEÇİŞ yapabilirler.

Eğitim ve Kariyer İmkânları

Bununla birlikte meslek liselerinin bilgisayar bölümünden mezun olanlar üniversitelerin aşağıda belirtilen programları tercih etmeleri durumunda ek puan almaları nedeniyle diğer bölümlerden mezun olanlara göre öncelikle yerleşebilirler.
Bilgisayar Teknolojileri(Bilgisayar ve Teknolojileri Y.O.
Bilgisayar Öğretmenliği
Bilgisayar Sistemleri Öğretmenliği
Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri(Uygulamalı Teknoloji ve İşletmecilik Y.O
Bilgisayar ve Kontrol Öğretmenliği
Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği
Bilişim Sistemleri ve Teknolojileri(Bilgisayar ve Turizm Y.O)
Elektronik ve Bilgisayar Öğretmenliği
Kontrol Öğretmenliği
Yönetim Bilişim Sistemleri(Uygulamalı Bilimler Y.O